-
İstanbul’dan binip Budapeşte’ye indiğimizde ilk iş
panoramik tur oldu.
-
Daha sonra tekne turu geldi. Uçaktan sonra süper başım
ağrıyordu ama Ayşe’yi yalnız bırakmamak için ben de katıldım. Elime tutusturulan sampanyayi dökmemeye çalışarak kendime bir koltuk buldum ve kalkmamacasına ona yapistim. Çok tadını
çıkaramadım ama olsun. Gördüm mü? Gördüm :P
-
Nihayet gece otele döndük. Budapeşte’deki otelimizin
adı: Otel Flemenco.
-
Sabah keşfe çıktık. Lobiden birer harita ve milyon tane broşür alıp
yola vurduk kendimizi.
-
7 no’lu otobüse binip son durakta indik (Bir başka
deyişle ise: Tam ters yöne gidip Budapeşte’nin dibinde inmişiz, Taksim yerine Beylikdüzü'ne gitmek gibi bir sey :) Gerisin geriye
döndük)
-
Büyük bir parktan geçerek bulduğumuz Ulasim Müzesi'ni gezdik. Eski zaman kostümlerinden giyip hatıra fotoğrafı çektirdik. Bizim gibi iki müzeci için çok
eğlenceliydi.
-
Oradan Kahramanlar Meydanı’na çıktık
-
Yerel lezzetleri tatmaya kararlı iki gezgin
olarak gide gide menüsünde nargile olan, bölgedeki tek oryantal kafeyi
bulmamazlık etmedik tabi ki :P Cafe Kara’da çok bilinmedik bir lezzet olan
yengen tost yedik.
-
The Museum of Fine Arts Budapest’i gezdik.
1146 Busapest Dozsa György ut 41; Po Box:
H-1396 Budapest 62 Pf.463
- Şarap içip yerel yemeklerden yedik. (‘Gulaş’ alt tarafı bol sulu patates yemeğiymiş onu anladım.) Küçük krizler de yasanmadi değil, "domuz pisen izgarada pisen yemeği yemeyiz biz" diye olay çikaran teyze ve amcalar niye kültüründe bu yemek olan bir ülkeye gelmişler bilemedik.
- Gece eğlenceliydi ama dansçıların gösteriye misafirleri de dahil etmeleri bende stres yarattı :P Agzima sarap ve yemek tikistirirken bir yandan da elimden tutup beni sahneye çekiştirme potansiyeli olan kimseyle göz göze gelmemeye çalışarak durumu atlattim ve fakat Ayşe bundan kurtulamadı :)
![]() |
Ayse & Xn: Iki süper sansli insan olarak çektirdiğimiz fotoğraflar yanlislikla silinince bu bitli kiyafetleri bir kere daha giydik ve azimle, israrla nostaljik fotografimiza kavustuk |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder